Diksiyon kursu adlı giriş yazımda da belirttiğim gibi, son olarak Başkent İletişim’e yazılmaya karar vermiştim. Yine belirttiğim gibi kurs programı, haftada 2 gün ve günde 3’er saat olmak üzere 5 hafta sürüyor. İlk hafta izlenimlerine geçeyim vakit kaybetmeden:
Akademi Başkanı Levent İnce’nin hazırlamış olduğu “Diksiyon Alıştırma Kitabı” verildi herbirimize. Bu arada sınıf mevcudumuz 20, 22 civarı. Kitapçık, yine Levent İnce’nin önsözüyle başlıyor, önce ünlüler, ünlülerle ilgili alıştırma tümceleri, ünsüzler, akıcı konuşma alıştırmaları, soluk, ses uyumu, ulama, durak, tonlama, ezgi ve vurgu çalışmalarıyla sona eriyor.
Ünlüler teker teker incelenmiş, her birinin olası farklı seslendirme durumları ele alınmış, istisnalar belirtilmiş, örnek kelime ve cümleler de kavrayış iyice pekiştirilmiş. Bunlarla ilgili alıştırma tümcelerinde de, yine her bir sesli için ayrı ayrı cümleler verilmiş. Bu ünlülerin sık kullanımı bir nevi körüklenmiş.
Ünsüzler ise teker teker ele alınmak yerine, boğum noktaları ve sesleri birbirine yakın olan ünsüzler ikili gruplar halinde işlenmiş. Örneğin: “B-P”, “D-T”, “G-K”, “M-N”, “C-Ç”, “L-R”… Her ikili grup ile ilgili, tek heceli alıştırma kelimeleriyle, yine çalışma tümceleri yer alıyor. Mesela, ‘H’ harfi alıştırmalarında, sadece ‘H’ ile başlayan kelimelerin oluşturduğu 7 kelimelik cümlelerle karşılaşabilirsiniz…
Sonra gelen “Akıcı Konuşma” kısmında, halk arasında tekerleme olarak nitelendirdiğimiz cümle gruplarıyla karşılaşıyoruz. Herkesin bildiği, söylemeye çalıştığı tekerlemelerin yanında, hiç duymadığımız, duyduktan sonra da tekrarlamaktan çekineceğimiz birçok alıştırma bizi bekliyor. Tabii buradaki en önemli husus “Pratik” yapmak.
En sondaki “soluk, ses uyumu, ulama, durak, tonlama, ezgi ve vurgu” çalışmaları kısmında, konu ile ilgili bilgi verilip yine örnekler ve uygulama metinleriyle, konu hakimiyetimiz arttırılmaya çalışılıyor.
Şimdi de derse geçelim. İlk hafta ilk dersiminiz hocası ya da eğitmeni diyeyim, TRT spikerlerinden Nuran Kutlubay’dı. Kendisini bize tanıttı, biz kendimizi tanıttık. Sonra yavaş yavaş konuya geçip alıştırmalara yöneldik. Tabii bu arada öğrendiğimiz ilk şey “Türkçe’nin herkesin söyleyegeldiği gibi yazıldığı gibi okunan bir dil olmaması” oldu. Baştan biraz yadırgasam da örnekleri gördükçe hak vermemekten başka çarem kalmadı. Ünlü harflerin yarısını çalıştık ve ilk ders günümüzü tamamladık.
2. günümüzdeki eğitmenimiz Müge Oruçkaptan’dı, kendisi oyuncu ve aynı zamanda TRT spikeri. Bir önceki gün olduğu gibi eğitmenimiz bizlere kendini tanıtarak başladı. Sonrasında biz de yine kendimizi tanıttık, kursa katılmaktaki gayelerimizi dile getirdik. Bazılarımız oyunculuk, spikerlik yapmak istediklerini, onun için de öncelikle diksiyon kursunu bitirmeleri gerektiği için burada olduklarını söylediler. Ama genel çoğunluk, iş hayatında, günlük yaşantıda kendini daha iyi ifade edebilmek ve daha etkili iletişim kurabilmek için kurstaydı.
Bugün de kaldığımız yerden ünlüleri çalışmaya devam ettik, hatta bitirdik. Sonra gelen alıştırma tümceleriyle de dilimizi dolandırıp arada mahçubumsu olsak da eksiklerimizi öğrendik. Böylece bir haftamız tamamlanmış oldu. Güzel bir başlangıç, değil mi?
Serinin diğer girdileri için:
- Diksiyon Kursu
- Diksiyon Kursu 2. Hafta
- Diksiyon Kursu 3. Hafta
- Diksiyon Kursu 4. Hafta
- Diksiyon Kursu 5. Hafta
- Diksiyon Kursu Değerlendirmesi
Bu yazı toplamda 23988, bugün ise 1 kez görüntülenmiş.
Leave a Reply