“Hakkında” sayfasında sizlere kendimi bir nebze olsun tanıtmaya çalışsam da, bazı şeyler var ki, o sayfayı doldurup taşıracak. Bendeniz de böyle aşırı meraklı, ona buna ilgi duyan biri olduğum için, öyle veya böyle hayatımda bir şekilde uğraşmış olduğum / halâ uğraşmakta olduğum ilgi alanlarımı sıralamak için ayrı bir sayfanın daha güzide duracağına karar verdim. Sizleri şöyle alalım:

Basketbol: Bu kadar haşır neşir olduğum bir şey olmadı herhalde bugüne kadar. Bahane olmaması gerekse de eskisi kadar genç, dinamik olmadığımdan ve de klasik bahane zaman yaratamamdan ötürü aktif olarak oynayamasam da, bunu maçları, haberleri daha yakından telafi ederek gideriyorum. Zaman konusunda arkadaşlarıma batırmak istiyorum aslında iğneyi. Bir şekilde zaman buluyorum ben. Ama yanına bir arkadaş çıkmayınca ne işe yarar? Tek başına oynamak? Ha, onu da denedim. Oynadığım yerlerde fazla popüler olmadığı için, genelde boş potalarla karşılaştım, böyle olunca da sıkılmak fazla zamanını almıyor insanın. Peki nasıl takip ediyorum bu spordaki gelişmeleri? Internet siteleri. Her gün istisnasız takip ettiğim siteler: NBA – Scoreboard – Günlük olarak NBA maç sonuçlarını, istatistiklerini öğrenebileceğiniz, maç videolarına ulaşabileceğiniz sayfanın yanı sıra, takım, oyuncu sayfalarını, geniş video, yazı arşivini ziyaret edebilirsiniz, tartışmasız en geniş içerikli NBA sitesi -NBA’in resmi sitesi. NBA-Obsessed – NBA üzerine bir blog. James Edwards tarafından yönetilen bu blogla, NBA ile ilgili önemli haberleri öğrenebilir, bizim kamuoyumuza, medyamıza yansımayacak haber detaylarına ulaşabilir, takas, kovulma dedikodularına kendinizi daha yakın hissedebilirsiniz. NTVSpor – Muhtemelen herkesin arada bir konuğu aldığı NTV’nin spor içerikli haber sitesi. Her ne kadar NBA ile ilgili haberlerin sayısı yeterli olmanın çok uzağında olsa da, Beko Basketbol Ligi ve Avrolig konusunda başarılı bir kaynak. Aynı zamanda birkaç gün veya haftada yayınlanan röportajlar ve değerlendirme yazılarıyla, gündeme bir şekilde tutunabilirsiniz. Euroleague – Avrolig için tartışmasız bir numaralı kaynak. Canlı maç skorlarına takip edebilir, takım, oyuncular hakkında bilgiler alabilir, maç öykülerini okuyabilirsiniz.

Fotoğrafçılık: Özellikle son 2 yıl içerisinde her geçen gün daha fazla büyüyen fotoğraf merakımın, daha önceleri nerelerde olduğunu öğrenmek istiyorum. Bilen, duyan varsa ses etsin. Erasmus öğrencisi olarak Almanya yollarına düşünce, artık bir fotoğraf makinesi almak farz olmuştu. Onu da uçağın kalkmasına saatler kala almıştım. İyi ki de almışım, yoksa Almanya’da bir makine edenine kadar birçok şeyi kaçırmış olacaktım. İşte o zaman bir karambolle aldığım ilk makinem bir Samsung Digimax S600 idi. -Türkçe incelemesine buradan ulaşabilirsiniz- Erasmus maceramı noktaladıktan sonra, kabaran içgüdülerim beni biraz daha profesyonel bir makine almam konusunda dürtükledi. Sonunda fiyatı oldukça uygun olan, yarı-profesyonel Fujifilm Finepix s5700 üzerinde karar kıldım. -Türkçe incelemesine buradan ulaşabilirsiniz- Makro çekimlerde çok iyi performans vermesine karşın, aynı seviyeyi gece, özellikle flaşlı çekimlerde gösterememesi makinemin nezdimde en büyük eksisi. Tabii bunun yanında batarya göstergesi olmaması ve tükenmesinden sadece birkaç dakika önce uyarması da sayılabilir ama benim gibi pillerini zırp-pırt sarj eden pimpirikliler için bir sorun teşkil etmiyor bu mevzu.

Futbol: Türk olduğumuza göre buna da değinmeden geçemezdik. Almanya’da geçirdiğim 1 sene boyunca, hemen her şeyden uzak kalınca, biraz soğumuştum açıkçası. Arada sırada internetten dinlediğim radyo yayınlarıyla ve takip ettiğim haber siteleriyle gündemi yakalamaya çalıştım. Ama tekrar Türkiye’ye, özellikle de İstanbul’a dönmemle beraber içimdeki çoşku yeniden alevlendi. Maçlara giderek de özlediğim atmosfere kavuşmuş oldum. Bu konuda da çok fazla kaynak takip etmemekle birlikte, yine NTVSpor okuyorum. Avrupa ligi maçları içinse UEFA.com’ı takip ediyorum. Bu arada lafı geçmişken de kınayayım kendilerini. En basitinden bir maç görüntüsü için bile paralı üyelik talep ediyorlar. NBA.com bu kadar seçenek sunarken, UEFA.com’un böyle bir hal takınmasına pek anlam veremiyorum maalesef.

Sudoku: Diğerlerinin yanında sönük kalıyor ama yine de aklıma geldiği için yazmak istedim. Ülkemizde ilk popüler olmaya başladığı zaman, sanırım 2, 3 sene önce, gazeteler falan Pazar eklerinde sürekli olarak bulmaca kısımlarında Sudoku’ya yer vermeye başladıkları zaman ben de merak edip başlamıştım çözmeye. Sonraları merakım biraz daha arttı, bu tetris şeklinde olan makinelerinden aldım. Çok fazla kullanma imkanım olmadı, araya bir şeyler girdi, öylece kaldı. Sonra yine Almanya faktörü girdi araya, 1 sene de öyle sayayım. En sonunda dayımın hediyesiyle edinmiş olduğum yeni cep telefonunda flash animasyonu olarak sudoku olduğunu görünce bir sevindirik olmuştum. Otobüste tıkılıp kaldığım zamanlarda da durumum müsait olduğunda oynamaya başladım, halâ da oynuyorum. Vapurdayken genelde kitap okumayı tercih ediyorum ama otobüste Sudokuyla haşır neşir oluyorum bu aralar.

Devamı gelecek…