buyruk | net

to Infinity and Beyond!

İstanbul Kara Doyamadı, Ben de Bisiklete

| Filed under Bisiklet Hayat

Son birkaç gündür güneş neydi, nasıl oluyordu, ne renkti hatırlayabildik. Ama birkaç gün öncesine kadar oldukça soğuk ve karlı bir kış geçirdiğimiz aşikâr. Bir de karlı olduğu kadar kârlı da olsa iyice tadından yenmezdi ama buna da tavız. Ulaşımı ve hayatı çok güçleştiriyor bu kar ama bir yılda toplasan kaç gün görebiliyoruz ki. O nedenle ben seviyorum galiba bu arkadaşı. Özellikle de yollarda ve kaldırımda tutmuş olduğu zaman, üzerine basıp dolaşırken çıkardığı o “gıcırtı” yok mu, işte o beni saniyesinde rahatlatıyor, mutlu ediyor birden bire.

Yazının devamı için lütfen tıklayın

Bu yazı toplamda 9718, bugün ise 0 kez görüntülenmiş.

by buyruk | tags : | 7

İstanbul’da Rekor Soğuk 31 Ocak

| Filed under Hayat

Bu sene İstanbul bir türlü soğuklara, kara, rüzgâra doyamadı. Doğma, büyüme İstanbullu değilim, ancak son 8-9 senesini biliyorum yakından. Hatırlayabildiğim kadarıyla benim İstanbul’da yaşadığım en karlı kışlardan birisini yaşıyoruz. Hemen her sene genelde bir kere, tutacak şekilde yağar aslında kar İstanbul’da. Hatta bu bazen birkaç gün yerde kalıp trafiği, ulaşımı baltalar, hemen akabinde okullar, üniversiteler, devlet daireleri tatil ilan edilir.

Şöyle bir kısa düşünüp 6-7 sene geriye gidince neredeyse 1 haftaya varacak şekilde okulların tatil olmasına neden olacak kadar kar yağdığını hatırlıyorum. Çok net hatırlıyorum çünkü bizim üniversitede sadece 1, bilemedin 2 gün tatil olurken, bazı özel üniversiteler ki sanırım başlarında -Koç ve Yeditepe geliyordu- 1 hafta kadar tatil edilebiliyordu. Tabii ki konumları nedeniyle kardan daha olumsuz etkileniyorlar, ama bizim kampüs Göztepe’de diye, bütün öğrenciler, öğretim görevlileri de Göztepe’de mi oturuyor ki? Cevap haliyle hayır ama bu pek dikkate alınan bir husus olmuyordu.

Yazının devamı için lütfen tıklayın

Bu yazı toplamda 7408, bugün ise 4 kez görüntülenmiş.

by buyruk | tags : | 3

Podcast Dünyasına Adım Attık

| Filed under Spor

Ne kadar spor ile içli dışlı olduğumu bilmeyen yok. Zaten beni hiç tanımayan birisi bile gelip şöyle bir bloga ya da Twitter hesabıma göz gezdirse, benim hakkımdaki ilk düşüncesi sporla ilgili olurdu herhalde. Evet birçok nedenden dolayı hem yapmak hem de izlemek açısından farklı farklı spor branşlarıyla ilgiliyim. (Sanırım bunun arkasındaki nedeni iyice düşünüp tartıp ayrı bir yazı olarak da yazmam gerekecek.) Hem yerinde, hem de televizyonda tabii ki internette de birçok maç izliyorum böyle olunca. Sık izlediğim ve takip ettiğim branşlar ile ilgili yorumlarım oluşmaya başladıkça aslında her turnuva sonrasında detaylı bir yazı yazmak istiyorum blogda. Ama maalesef her zaman bu şansım olmuyor. Zamanı daha iyi nasıl kullanabilirim diye düşünürken, ülkemizde de iyice yaygınlaşmaya başlayan Podcast fikrini Doruk ile değerlendirirken buldum kendimi. Birbirimizi gaza getirip Podcast dünyasında yer almaya karar verdik.

Yazının devamı için lütfen tıklayın

Bu yazı toplamda 7275, bugün ise 1 kez görüntülenmiş.

by buyruk | tags : | 1

WTA Championship Istanbul 2011 2. Tekler Yarı Finali: Victoria Azarenka vs. Vera Zvonareva

| Filed under Tenis

29 Ekim 2011 Cumartesi – Yarı Finaller Günü

3. Maç – 2. Tekler Yarı Finali: Victoria Azarenka vs. Vera Zvonareva: 6–2, 6–3

Azarenka grup maçlarının ilk 2’sini kazandıktan sonra sonuncusunu Bartoli’ye kaybetmişti ama yine de beyaz grubu 1. sırada tamamlamayı başardı. Zvonareva ise Kvitova’nın ardından kırmızı grubun 2.’si olup yarı finale çıkmayı hak kazandı. Kırmızı grupta sıralama çok ilginç oldu aslında. Kvitova zaten 3 maçın 3’ünü de kazanıp rahat bir şekilde 1. oldu. Ama Wozniacki, Zvonareva ve Radwanska hepsi 1 maç kazanıp 2 maç kaybettiler ve sadece averajla sıralandılar. Hatta 3’ü de 3 set kazanıp 5 set kaybettiği için, averaj set sayılarına göre değil de puan sayılarına göre sıralandı ve önde gelen isim Zvonareva oldu. Özetle 3 maçın sadece 1’ini kazanıp yarı finale çıkmak çok güzel bir duygu olsa gerek. 🙂

Anlaşılacağı üzere favori olan isim Azarenka’ydı. Maç boyunca da çok fazla zorlandığını söyleyemeyiz. Genel olarak önde götürdü ve kırdığı servislerle de 6-2 ve 6-3 gibi rahat skorlarla karşılaşmayı 2 sette kazanıp finale çıkmayı başardı. İlk sette 3 kere servis kırması bile tek başına Victoria’nın performansını anlatmak adına oldukça yeterli bir kriter. Vera ise maç içinde pek bir seri yakalayamadı ve daha çok Azarenka’nın hızını frenlemeye çalıştı, bunda da başarılı olamadı. Kendi servislerine de fazla tutunamadı ve turnuvadan yarı finalde elenmiş oldu. Özetle WTA Championship’te toplam 4 maç yaptı, sadece 1’ini kazandı ama adını yarı finalde elendi olarak yazdırabildi. 🙂  Yazının devamı için tıklayın

Bu yazı toplamda 7451, bugün ise 1 kez görüntülenmiş.

by buyruk | tags : | 3

WTA Championship Istanbul 2011 1. Tekler Yarı Finali: Petra Kvitova vs. Samantha Stosur

| Filed under Tenis

29 Ekim 2011 Cumartesi – Yarı Finaller Günü

2. Maç – Tekler Yarı Finali: Petra Kvitová vs. Samantha Stosur: 5–7, 6–3, 6–3

Güne bir çiftler maçıyla başladıktan sonra sıra gelmişti tekler maçlarına. Hem bu maçın hem de bir sonraki Azarenka vs. Zvonareva maçlarının çekişmeli geçmesini bekliyordum. Özellikle Stosur, Eylül ayında Serena Williams karşısında Amerika Açık’ı kazandıktan sonra çok fazla gündeme gelmiş ve o finaldeki performansı çok fazla konuşulmuştu. Bu turnuvada da yüksek bir performans göstereceğini tahmin ediyordum. Diğer yandan Kvitova seneye Wimbledon’ı kazanarak başlamıştı ve tabii birçoklarını şaşırtmıştı bu çıkışı. Senenin geri kalanında tam olarak bu performansını sürdürdüğünü söylemek güçtü ama yine de turnuvaya 3. seribaşı olarak gelmeyi başardı. Buna ilaveten turnuvaya gelene kadar kariyerinde oynadığı bütün salon maçlarını kazanması da ayrı bir olumlu motivasyon kaynağıydı kendi adına. Tabii 1990 doğumlu bir tenisçinin kariyerinin çok uzun olmadığı aşikâr ama yine de %100’lük bir başarı da hiç gözardı edilebilir bir performans değildi.

Böyle düşünüldüğünde aşağı yukarı dengede gibi görünüyordu maç. Hatta Amerika Açık şampiyonluğu ve de tecrübesiyle Stosur’u daha önde görüyordum ben. Zaten Kvitova’ya karşı pek sempati beslemiyordum, sanırım hala da beslediğim söylenemez. Nedenini tam olarak bilemiyorum, belki garip ince cırtlak sesiyle attığı çığlıklar, belki de izleyenlerle çok cana yakın ve sempatik bir ilişki kuramaması. Sonuç olarak hem mantıken Stosur’u önde görüyor, hem de onun kazanmasını istiyordum.  Yazının devamı için tıklayın

Bu yazı toplamda 8718, bugün ise 1 kez görüntülenmiş.

by buyruk | tags : | 4