buyruk | net

to Infinity and Beyond!

Kayseri Erciyes’te Kayak Keyfi – Bölüm 4

| Filed under Kayak Seyahat Spor

Anlaşılacağı gibi çok da keyif alamadığım bu birkaç saatin sonunda, pistin de kapanmasıyla beraber bugünlük maceraya virgül koydum. Zaten tekniğimi hala istediğim seviyeye getiremediğim için ve de ani hızlanmalara alışamamamın üzerine bir de sis nedeniyle yavaş gitmem icap edince sol dizimde bir ağrı oluştu. Daha sıcakken ağrıdığını çok rahat anlayabiliyordum, o nedenle soğuyunca daha da kötü olacağı o zamandan belliydi.

Kayaklar, batonlar, ayakkabılar teslim edilip ücretler ödendikten sonra yine minibüse doluşup otelin yolunu tuttuk. Aramızda kayağa yeni başlayanlar da vardı ve ilk günlerinde böyle bir hava durumuyla karşılaşmak onlar için özellikle hiç güzel bir tecrübe olmadı. Neyse ki büyük çapta bir burkulma, ağrı vs. yaşamadan günü kapamış olduk.

Otele varınca kararlaştırmış olduğumuz lobide buluşma saatine kadar işlerimizi halletmek üzere odalara dağıldık. Üst baş değiştirme, temizlenme, yıkanma, paklanma işlemlerinden sonra buluşup bu sefer çok çok aç olan karınlarımızı doyurmak için minibüsteki yerlerimizi aldık.

Kayseri’ye gelmiş olmamıza rağmen, ilk günkü durağımız Konya mutfağı oldu. Konyalı Hacı Usta salonundaki yerimizi aldık. Burada meşhur olan pide olunca, masa masa pidelerimizi söyledik. Pideler de zaten masa uzunluğunda geliyormuş. Böle böle bir güzel yedik. Asıl meşhur olan bıçak arası ve bildiğimiz kıymalı pidelerden söyledik. Hatta doymayınca bir daha söyledik ve bütün harcadığımız kalorileri geri kazandık. Tabii yemekten sonra sanırım ben hariç herkes künefe söyledi. Soğuk olduğunu iddia etmelerine rağmen tabakların temizlenmesi 5 dakika sürmedi. Hesaplarımızı ödeyip restorandan ayrıldık. Her şey dahil kişi başına 22 TL gibi bir rakam düştü. Yiyip içtiklerimizi ve de doygunluk seviyemizi düşününce makul bulduk bu miktarı.

Otele dönünce aramızdan bir grup şehir merkezinde biraz dolaşmak ve vakit geçirmek için ayrıldı. Ben direk olarak odanın yolunu tuttum. Zira zaten öksürükle boğuştuğum için hazırlayıp içmem gereken bitki çayı, ilaçlar vardı ve de dizime de buz koyup onun da daha kötüye gitmesini engellemek istiyordum. Neredeyse yazmayı unutuyordum, artık otomatikleşen bir şekilde benim bir parçam haline gelen, 4 – 5 aydır aralıksız her gün yaptığım, bilek egzersizlerini de bunun üzerine sayabiliriz. Yani akşam bayağı yoğun bir tedavi programım vardı.

Yaklaşık 2 saat süren bu sürecin sonunda, sabaha genel anlamda daha sağlıklı olmayı umarak saat 23 civarı yatağın yolunu tuttum.

2. Gün (16 Ocak)

Sabah 08.30’da buluşup yola çıkalım diye kararlaştırdığımız için, ortalama olarak herkes yarım saat öncesinde kahvaltı salonundaki yerlerini almaya başlamıştı. Tabii geceden daha giyeceklerimi ve yanıma almam gerekenleri özenle ayırmış, düzgünce katlamış yerleştirmiştim. O nedenle kahvaltı sonrasında bunlarla zaman kaybetmeyecektim. Bunun nedeni de bu saydıklarımın çok çok çeşitli olması. Yani ilk etapta insanın aklına gelmiyor ama cidden çok fazla sayıda aksesuar oluyor. Özellikle de benim gibi öksürük şurubu, pastil, çikolata, fotoğraf makinesi gibi ekstra şeyler koymaya çalışanlar bunları yerleştirmek için bile ayrıca bir zaman harcayacakları için sırf giyinme kuşanma sürecine bile özel olarak vakit ayırsalar, sonra geç kalmamış olurlar.

* Fotoğrafın orijinali için burayı ziyaret edebilirsiniz. Kaynak

Serinin Tüm Yazıları:

Bu yazı toplamda 4939, bugün ise 0 kez görüntülenmiş.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *