Bisiklette yol yarışlarının sezon finali, aksi bir durum olmadığında Sonbahar Dublesi ile yapılır her zaman. Bu duble 2 adet tek günlük klasikten oluşur:
- Tarihin en hızlı yarışlarına ev sahipliği yapan ve sprinterlere uygun yapısıyla bilinen Paris-Tours
- Paris-Tours’dan 1 hafta sonra koÅŸulan ama profil olarak oldukça farklı bir yapıya sahip ve daha çok tırmanışçıları cezbeden Giro di Lombardia
Paris-Tours, Paris’in banliyölerinden baÅŸlayan, önemli bir tırmanış içermeyen bir rota izleyip Tours kentinde sona eren, tek günlük bir klasik. İlk olarak 1896 yılında düzenlenen bu klasiÄŸin ilk yarışında sadece amatörler yer almış. Bir daha düzenlenmesi için 5 yıl beklemek gerekti ve bir sonraki için yine 5 yıl daha yani 1901 ve 1906. 1906 ile beraber Tour de France’ı da düzenleyen Amaury Sport Organisation‘ın organizasyonu üstlenmesiyle beraber, yarış her yıl düzenlenen bir klasiÄŸe dönüştü. Tabii arada savaÅŸ nedeniyle birkaç yıl pas geçilmedi de deÄŸil. Aradan yıllar geçip takvimler 2011’i gösterdiÄŸinde ise biz de bisiklet tarihinin en eski yarışlarından birisi olan bu klasiÄŸin 105. yılını kutlama onurunu yaşıyoruz.
* Velowire’dan aldığım Paris-Tours 2011 rota haritası.
Paris-Tours, çok düz olan profili ve sprinterlere uygunluÄŸu nedeniyle aynı zamanda Sprinterlerin KlasiÄŸi olarak da anılıyor. Bunun yanında, yarışın 2.7 km’lik Avenue de Grammont* düzlüğüyle sona ermesinin toplu sprint finiÅŸlere olanak tanıması da bu ünvanı almasındaki sebeplerden biri.
* Avenue de Grammont‘da yapılması planlanan tramway hattından dolayı 2.7 km’lik düzlüğün tamamı son olarak 2010 yılında kullanılabildi. 2011 ile beraber, bu düzlüğün sadece 330m’lik bir kısmı yarışın finiÅŸine ev sahipliÄŸi yapabilecek.
Rota, özellikle 1974 ve 1987 arasında defalarca deÄŸiÅŸmiÅŸ olmasına raÄŸmen (ters çevrilmeler, baÅŸlangıç – bitiÅŸ noktalarının deÄŸiÅŸtirilmesi), 1988’den beri orijinal düzenlemeye yani Paris – Tours güzergahına sadık kalınmıştır.
Yarış hep sürata yakın yapısıyla bilinmesine raÄŸmen aslında rüzgar neredeyse her bisiklet yarışında olduÄŸu gibi, belki de normalde olduÄŸundan daha fazla bir etkendir burada da. ÖrneÄŸin, 1988 yılında Hollandalı Peter Pieters yarışı kazanırken ortalaması sadece 34 km/s’ti. Bu da son 57 yıldaki en düşük derece olarak kayıtlara geçmekten kurtulamadı.
Bu durumun aksinde yani rüzgarın bisikletçilerin arkasından estiÄŸi yarışlardaysa tarihin en hızlı yarışlarına tanıklık ettik. Bunun sonuncusuna daha geçen sene yani 2010 yılında ÅŸahit olduk. Oscar Freire, 2010 yılındaki yarışı kazanırken hız rekoru kırarak Ruban Jaune (Yellow Ribbon – Sarı Kurdela)’nın yeni sahibi oldu. Bunu baÅŸarırken 233 km’yi 47.730 km/s hız ile tamamladı. Sarı Kurdela, 200 km’yi aÅŸan tek günlük klasiklerde en yüksek hız ortalamasını yakalayan bisikletçiye verilen bir ünvan. Ve bu ünvan an itibariyle İspanyol sprinter Oscar Freire’ya ait.
Bu hız rekorunun tarihçesine bakacak olursak, 2 kere Paris-Roubaix ve 1 kere Paris-Brussels haricinde, rekorların hep Paris-Tours’da (7 defa) kırıldığını görüyoruz. Bu da zaten tek başına bu klasiÄŸin ne kadar hızlı bir parkura sahip olduÄŸunu anlatmaya yetiyor.
Biraz da kazananlara bakalım. (Tam liste için Paris-Tours Wikipedia sayfasını inceleyebilirsiniz.)
Tarihte bir bisikletçi tarafından en fazla 3 defa kazanıldı Paris-Tours.
- Gustaf Danneels (1934, 1936, 1937)
- Paul Mayé (1941, 1942, 1945)
- Guido Reybroeck (1964, 1966, 1968)
- Erik Zabel (1994, 2003, 2005)
Belçikalı bisiklet efsanesi Eddy Merckx‘in kariyerinde kazanamadığı az sayıda birkaç yarıştan birisi olma özelliÄŸini taşıyor aynı zamanda Paris-Tours. Merckx aslında 1968 yılında kazanmaya çok yakındı, ancak o güne kadarki yardımlarından ötürü takım arkadaşı Guido Reybrouck’a bir nevi minnettarlık göstergisi olarak için son sprinte kalkmadı ve bir anlamda yarışı Guido’ya hediye etti. Guido da böylece 3. kez kazanmış oldu bu klasiÄŸi.
Bunun yanında yarışı 2008 ve 2009 yılında 2 kez kazanmayı baÅŸaran Philippe Gilbert, 2009 yılında Sonbahar Dublesinin diÄŸer ayağı olan Giro di Lombardia’yı da kazanıp Sonbahar Dublesini aynı yıl içinde kazanmayı baÅŸararak bunu gerçekleÅŸtirebilen tarihteki 4 bisikletçiden biri oldu. Bunlardan sonuncusu 1963 yılında Jo de Roo tarafından gerçekleÅŸtirildi. Yani bisikletin modern zamanları olarak bahsedilen 1970- sonrası içinde bunu baÅŸarabilen tek isim var o da 2011’in de süper formda ismi Gilbert.
Son olarak da kazanan ülkelere göz atıp yazımızı tamamlayalım. (Paris-Tours Wikipedia sayfasından alınmıştır.)
Rahat bir şekilde 2 ülkenin domine ettiğini söylemek mümkün. Birisi bisikletin belki de en köklü olduğu topraklar yani Belçika. Diğeri de ev sahibi avantajını pozitif şekilde kullanmış gibi görünen Fransa.
Dilerim ki bisikletçilerin rüzgarı bundan sonraki senelerde de rastgelsin ve daha nice Sarı Kurdela performanslarına şahit olalım.
Bu yazı toplamda 6090, bugün ise 0 kez görüntülenmiş.
Leave a Reply