Öyle, böyle bir şekilde uykumuzu aldıktan sonra, sabah 08.30, 09 civarlarında “Yetti, yav.” diyerekten, bu sefer artık biraz İtalya görmek maksadıyla kalktık. Park ettiğimiz yerde hemen böyle ufakça büfemsi bir yer vardı. Elimizi, yüzümüzü yıkayıp kahvaltı için sıramızı beklemeye başladık. Abur cubur yerine şöyle en azından bir sandviç falan olsa, biraz kendimize gelebilirdik, bir de bir daha nerede yemek yiyeceğimiz de meçhuldü tabii. Yazılanlardan pek bir şey anlamıyorduk haliyle, sonra hem etin görüntüsüne bakıp hem de dilin Fransızca ve İspanyolca’ya olan benzerliğinden yararlanmaya çalışıp alacağımızı aldık. İçeceğimizi de kaptık, evet, sanırım tahminlerimiz doğduydu, tavuk almayı başarmıştık.
Bu yazı toplamda 6974, bugün ise 9 kez görüntülenmiş.