buyruk | net

to Infinity and Beyond!

İtalya Macerası Başlasın

| Filed under Avrupa Erasmus Seyahat Yurt Dışı

İtalya, İtalya. Nedenini tam olarak bilmesem de uzunca bir süredir sempati duyduğum bir ülke. Şimdi durup düşündüğüm de, futbolla yatıp kalkmalarından, belki de İtalyan futbol mentalitesini takdir eden azınlık kesimden olmamdan, bir Akdeniz ülkesi olup havanın her daim daha güzel daha ılık olmasından, belki de bunun bir sonucu olarak diğer Avrupa ülkelerine göre daha sıcak daha ateşli olmalarından, -tabii bu da onları daha çok bizler gibi yapıyor- belki de televizyon da sinemada gördüğüm(üz) kadarıyla İtalyan „hatunların“ çekiciliğinden mi kaynaklanıyor bu sempatim hâlâ daha kesin bir şey söyleyemiyorum. Sanırım hepsinden birazcık bir şeyler var.

Evet, insanın İtalya’ya sempatisinin olması iyi hoş güzel tabii de zorluklar baş göstermeye başlıyor bu devreden sonra, işler ciddileşince. Belki de en sıkıntı veren insanı sıkıntıya sokan vize sorunu. Belgeleri toplayacaksın, sigorta gerekiyorsa onu yaptıracaksın, pasaportunun süresini bitmişse onu uzat, yoksa yenisini çıkart, fotoğraf çektir… Birkaç saniyede aklıma gelenler bunlar, arada çıkan pürüzler de cabası yoksayılmamalı tabii. Bu seferlik bu aşamayı direk atlıyordum, şanslıydım, sonunda „geçici oturma iznimi“ kullanabilecektim.

Sonrasında bir zaman aralığı yaratmak gerekiyordu. Dönem boyunca dersler sağ olsun (ödev pek yok, vize dersen o hiç yok) okulla ilgili fazla bir uğraşıda bulunmamıştım. Ama işin garip tarafı doğru düzgün de gezmemiştim. Şimdi bazılarınızın „Eh, be kardeşim, daha neresini gezmek istiyorsun?“ gibilerinden mırıldandığınızı duyabiliyorum. Ama gerçekten de planlı programlı bir şekilde gezemedim, istediğim şehirleri, ülkeleri ziyaret etme fırsatını yakalayamadım. En basitinden Almanya’da gitmek istediğim Berlin, Hamburg, Bremen üçlüsünden hiçbirini ziyaret edemedim. Sevgili Dirk bile, İsveç de okumasına rağmen, bahsettiğim nahiyeye benden daha aşinadır. Neyse efendim, sızlanmayı bırakıp devam edeyim. Evet, dönem boyunca bir fırsat yaratamamıştık, sonrasında sınavların başlamasına az bir zaman kala, tatil planları su üstüne çıkmaya başladı. Yılbaşı tatilinde Türkiye’yi ziyaret etme şansını yakaladığım için, ara tatilde tekrar dönmeyecektim. Bu da önümde 1 aylık bir boşluk yaratıyordu. Erol ve Fırat ile oturup konuştuk, İtalya konusunda hemfikirdik. Tam bu noktada da sevgili „Ryan Amca“ devreye giriyordu. Mantık sınırlarını zorlayacak derecede ucuz seferler sunan Ryan Amca, gerçekten de takdirimizi kazanıyordu. İşin iyi yanlarından birisi de, kaldığımız yer olan Furtwangen’a en yakın ama küçük çaplı bir havalimanı olduğu için fazla uçuşa sahiplik yapamayan Karlsruhe, Baden-Baden’dan uçuyor olmasıydı. Oh, bu da mükemmel, ne güzel, maşallah, diyerekten, biletlerimiz için tarih belirleme çıkmazına geliyorduk. Şans eseri pek çıkmaz olmadı aslında, ilk önce benim sınavlarım bittiği için benim açımdam gidiş günü pek problem teşkil etmiyordu, nitekim Erol ve Fırat’ın son sınavları aynı gündü ve ikisi de sınavlarından hemen sonra yola çıkmanın problem olmayacağını söyleyince direk sınavlarından sonrasına aldık bileti. Gerçekten de kelimenin tam anlamıyla, sınavlarından hemen sonraydı. Şöyle ki, Fırat’ın sınavı 11’de bitiyor. 11.30 otobüsle havalimanına doğru çıkmış olmamız gerekiyordu. Sınavdan sonra 5 dakikalık da olsa eve uğrama şansı pek yoktu. Eğlence, macera daha yola çıkmadan başlamış olacaktı. Birkaç gün sonra da dönüş biletini aldık. Hepimizin zaman olarak bir sıkıntısı yoktu ve İtalya’yı iyice gezmek istiyorduk. Baştan 6 gün olarak düşünmüştük, tabii bu kararı Ryan Amca’dan bilet fiyatlarını kontrol ederek yapıyorduk. Bazı günler her nedense fiyat normalin 2, 3 katı oluyordu. Sonrasında havalimanından köyümüze, Furtwangen’a dönüşü kontrol ettim. Pazara denk gelmesi nedeniyle, otobüs seferleri hepten erkenden sona eriyordu bu nedenle, olmuşken bir gün daha uzatalım deyip tam 1 haftaya, 7 güne çıkarttık yolculuğumuzu. Ha, unutmadan, sözü geçmeden de ekleyeyim, Ryan Amca, Ryan Amca türküsü çağırdım o kadar, bunun tabii bir nedeni var. Gidiş-dönüş biletler kişi başı sadece ve sadece 20€ idi. Gerçekten mükemmel. Evden havalimanına gidiş gelişimiz belki de daha fazla tutacaktı. (:

Vizemiz hazırdı, uçak biletlerimizde. Sonra yine bilet alırken Ryan Amca’nın reklamlarından bir araba kiralama firması olan Hertz’in de gerçekten oldukça uygun kampanyaları olduğunu gördük. Yolculuk boyunda birkaç gece de kendisini ev olarak kullanabileceğimizi, nerede istersek orada mola verebileceğimizi, normalde ziyaret etme şansımızın olmayacağı yerleri de ziyaret etme şansını yakalacağımızı düşününce bu fikir de cazip gelmeye başlamıştı. Birkaç gün daha düşünme, taşınma süresi bırakıp bu zaman zarfında iyice tarttık bu fikri ve „Heeeeyt!“ diyerekten bunu da kabul ettik. İnternetten arabamızı da kiralamış olduk. En azından artık başımızı sokacak bir yerimiz vardı. :–D

Artık son 2 aşamaya gelmiştik. Konaklanacak yerler ve gezilecek yerlerin önceden bir araştırılması, en azından bir liste, bir gezi rotası çıkarılması. Bu 2 konuda da biraz fazla rahattık. Sınavlarla bir yandan uğraşmanın da etkisiyle pek bir şey yapmadık. Hostel konusunu, zaten bir arabamız olacak, yer bulamadık mı kalacağımız yer belli diyerek geçiştirmiştik. Güzargahı ise gitmeden bir gün önce, okula gidip bir şeyler belirlemeye çalıştım. Daha önceden kabataslak bir rotamız vardı. Daha efektif bir şekilde önümüzde 1 haftayı kullanabilir miyiz diyerek Google Maps, Michelin’nin de yol yardımcısını kullarak biraz çalışmalarda bulundum. Sonra hava nasıl olacak onların da çıktılarını aldım. Arabayla gideceğimiz için haritaya ihtiyacımız olacaktı, yine michelin’nin yardımıyla, oldukça açıklayıcı yol planlarını da çıkarttım. Özellikle Roma’nın „biraz“ tehlikeli olduğunu birkaç kişiden duymuştum, rastgele denk geldiğim bir siteden de İtalya yol maceraları gibi bir yazı buldum hatta İtalya’da araba kullanmak ve park etmek ile de ilgili önemli bilgiler yer alıyordu. Onları da çıkartınca zaten yanımda getirdiğim kağıtlar tükendi, saat de geç olmaya başlamıştı, ee çanta zaten hazır değildi eve yollandım. Artık yola çıkmaya 14 saat falan kalmıştı. Çanta toplandı, ilk defa ütümü de yaptım, eee biraz gömlekimsi almak lazımdı. Daha da yeni yıkamıştım her şeyleri. Çanta hazır, çıktılar, haritalar hazır, pasaport hazır, uçak bileti hazır, cep telefonuna kontür yüklendi, büyük cepli kaban da hazır. (: Sırt çantasının limiti aşma durumuna karşılık ekstra yüklerin nereye konacağı belli. Fotoğraf makinesi, yeni aldığım üç ayak, makine için piller, pil şarj aleti, telefonun şarj aleti her şey hazırdı. İtalya, bekle bizi geliyoruuuuzzzz!!!

Bu yazı toplamda 33267, bugün ise 2 kez görüntülenmiş.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *