Tekrar selamlar, uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayım. Yokluğumu şöyle açıklamaya çalışayım. Geçen seneyi Almanya’da bir Erasmus öğrencisi olarak geçirirken, oradaki arkadaşlarımın da bir şekilde blog yazdığımdan veya bir internet sitem olduğundan haberleri olmuştu. Tabii o zamanlar sadece Türkçe yazıyordum yazılarımı. Sonra, bir şekilde Almanca dersindeki ödevlerimi de blogda yayınlamaya karar verdim. Daha sonraları da, yine arkadaşlarımın telkinleri sonucunda yazdığım yazıları da Almanca yazmaya çalıştım. Yaptığımız küçük gezileri, gezdiğimiz, gördüğümüz yerleri bu şekilde aktarmaya çalıştım. Bu şekilde birkaç ayı geçirmiş bulundum. İşin diğer tarafında, Türkiye’deki arkadaşlarım da yeni edindiğim alışkanlığa söyleniyorlardı. Sonuçta, Almanca, Türkiye’de çok yaygın, bilinen bir dil değildi. Onlar da haklıydı. Bu zincire de son olarak, Almanya’daki, Almanca bilmeyen arkadaşlarım eklenince ben de, bu sefer İngilizce’ye dönüş yaptım. Ama bu sefer de yeni bir alan adına taşınmak bir an için cazip gelmişti. Yani tam olarak taşınmak da denemezdi. buyruk.org’da sadece İngilizce yazacaktım, her şey, yazılar, yorumlar İngilizce olacaktı. Böylelikle artık zamanımı buyruk.org’da içerik oluşturmaya çalışarak harcıyordum. Çok kişinin ziyaret ettiği söylenemezdi ama yine de ben bir şekilde kendimi ifade etmeye devam ediyordum. Bir yandan da İngilizce’mi geliştirme şansım oluyordu doğal olarak.

(more…)

Bu yazı toplamda 3280, bugün ise 1 kez görüntülenmiş.